JPMorgan analistleri Anelka’nın Christovova ve “Türkiye: 14 Mayıs seçimlerinin piyasa etkileri” konulu raporunda, seçim sonucundan bağımsız politika değişikliği beklentileri ön plana çıktı. Açıklamada, sonuç ne olursa olsun 2023’ün ikinci yarısında makro düzenleme gerekliliğinin kaçınılmaz olduğu belirtildi.
Kurumsal analistler, seçim sonrası senaryolarda ortodoks politikalardan dönülse bile yüksek oynaklık nedeniyle TL’de pahalı bir kayıp beklediklerini belirterek, Dolar/TL’de şirketlerin kur etkisiyle 24-25 seviyelerinin görülebileceğini belirtti. talep ve Merkez Bankası’nın rezervlerini artırma amacı.
Açıklamada, “Lirada gerçek bir değerlenme eğilimi, daha sonra ortodoks makroekonomik politikalara dönecek bir senaryoda görülebilir” denildi. ibaresi yer aldı.
5-10 yıllık tahvil getirilerinde gerçeğe uygun değerin yüzde 26-33 seviyesinde olduğunu öngören analistler, “Enflasyon hedefli ortodoks politikalara dönüş senaryosunda faizler yüzde 25’lerle zirve yapabilir. Mevcut makroekonomik politikalar devam ederse seçim sonrası tahvil faizlerinde çok fazla bir değişiklik beklemiyoruz ve devamında ılımlı bir artış olabilir.”
Politika faizinde beklenen artış
Merkez Bankası’nın ortodoks politikalara dönüş olması durumunda yılın üçüncü çeyreğinde politika faizini yüzde 8,5’ten yüzde 30’a çıkarmasını bekleyen analistler, “Faiz oranlarının yüzde 40’a çıkma ihtimali, mümkün değil. hariç tutulmak Üçüncü çeyrekte yeterli faiz artışı olmazsa makro dengesizlikler artabilir ve daha fazla faiz artışı gerektirebilir.
2023 yılında küresel yavaşlamanın da etkisiyle Türkiye’deki büyümenin de gerileyebileceği vurgulandı. 2023’te yüzde 2,5 büyüme olacağı iddiası paylaşıldı.
Citi ekonomistleri, önceki günlerde Türkiye’de seçim sonrası raporlarında, düzenlemelerin gevşemesi ve risk primindeki toparlanma nedeniyle Türk Lirası’nın bir yılda yüzde 12 değer kazanabileceğinden bahsetmişti.
